Atılgan'ı herkes çok iyi bilir. Kaptan Kirk' ün meşhur sözüdür "Işınla beni Scotty." Kaptan Kirk'ün en zor anlarında bir kurtuluş sözcüğüdür bu. Bütün gemi mürettebatı gemiye ışınlanıverir.
Kendinize şöyle deyin: "Şimdi iyi şeylerin hayatıma daha çok girmesine izin veriyorum."
Eğer bazı şeyler yolunda gidiyorsa ve siz kendinizi, "Her şey gerçek olmayacak kadar iyi; acaba bu ne zamana kadar böyle devam eder?" derken bulursanız, DURUN! Onun yerine, her şeyin daha iyiye gideceğini hayal etmeye başlayın. Hemen şimdi hayatınızda iyi giden bir şeyi düşünün. Onun daha da iyiye gittiğini imgeleyin.
Ruhsal Büyüme / Sanaya Roman
Netflix' te Expeditional Happinies' ten sonra izlediğim belgesel.
Bence bisiklet doğaya çok yakışıyor. Hele de güzel amaçlar için kullanıldığında.
Biking Borders ve benzeri belgesellerin tek bir bölüm halinde yayınlanmış olmalarını tamamen yapımcıların hatası olarak değerlendiriyorum.
Biking Borders bu bağlamda güzel olmasına rağmen, güzel bir akşam yemeğinin iki dakikada yenmesiyle eşdeğer olarak görüyorum.
Özellikle Avrupa ve tüm dünya için yabancı olan Anadolu ve İran geçişler başlı başına ayrı bölüm olarak yapılmalıydı. Ayrıca bu tür belgesellerde bisikletin üzerinde kesintisiz bir 15 dakika izlemek isterdim. İran'da ve Türkiye'de yardım aldıkları insanların hayatlarına biraz daha dokunmaları gerekirdi diye düşünüyorum.
Önder Güngör / 10 Ekim 2021
İnsanla süperinsan arasındaki en önemli fark, insanın mekanik oluşu ve bu konuda elinden bir şeyin gelmeyişidir. Sıradan insanların hareketleri ve tepkileri önceden tahmin edilebilir ve sadece mekanik birer aygıt gibi varlıklarını sürdürürler. Bir uyarıda bulunduğunuzda, beklenen bir tepki ile karşılaşırsınız. Doğu felsefesinin "benliğin köleleşmesi" olarak tanımladığı şey pek de anlaşılmayacak bir kavram değildir, sürekli olarak kısır döngü biçimindeki düşünme alışkanlığımızın ta kendisidir bu kavram. Eğer kendinize karşı dürüst davranmak istiyorsanız, sürekli olarak nasıl mekanik davrandığınızı fark edeceksiniz. Bu davranış düşünce kalıplarınca yönlendirilmektedir. Bizim dışımızda olan hiçbir şey değiştiremez bu düşünceleri, sadece harekete geçirebilir ve biz de "bizi" kızgın, üzgün, mutlu veya kendinden geçmiş "kılan" deneyimi yaşarız.
Eylül’ün sarı saçları Ekim’in inatçı hüznü Kasım yağmurlarında Öptüm mahzun yüzünü
Yonca Lodi
"Kendinin dev bir anı deposu olduğunu hayal etmeye çalış," diye öneride bulundu. "O depoda, senden başka birisi duygular, görüşler, zihinsel konuşmalar ve davranış biçimlerini depoladı. Bu senin depon olduğu için, oraya istediğin zaman gidip alt üst edip araştırabilir ve orada bulduklarını kullanabilirsin. Sorun senin envanter defteri kesinlikle hiçbir kontrolün olmamasıdır, Çünkü defter sen depoya sahip olmadan önce tutulmuştur. Böylelikle eşya seçiminde son derece sınırlanmışsındır."
Büyü Geçişleri / Taisha Abelar
Betul Mardin' in hayatındaki, dönüm noktalarını anlattığı güzel bir özgeçmiş.
"Sevgi ve Minnetarlık" Bağışıklığı Arttırır.
Bugüne odaklanın: Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir.
Einstien
Evet, psişik olmak diye bir şey vardır. Sen öylesin ve herkes öyle. Psişik yeteneği olmayan kimse yoktur, bu yeteneği kullanmayan insanlar vardır. Psişik yetenek dediğiniz şey, altıncı duyunuzu kullanmaktan başka bir şey değil.
Tanrı ile Sohbet / Neale Donald Walsch
Bir kadın akıl hastanesinde gezerken bahçede 100 tane akıl hastası için sadece 3 koruma görevlisi olduğunu görünce hayretle görevliye sorar:
-"Bu kadar çok delinin size saldırıp, zarar vermesinden, kaçmasından korkmuyor musunuz?"
Koruma görevlileri net bir cevap verirler:
-"Hayır, çünkü deliler birlikte hareket etmez."
(*) Gittiğin her yerde benimlesin - Şebnem Ferah - Hoşçakal şarkı sözünden alıntıdır.
Söylediğiniz sözcükleri dinlemek için kendinize zaman ayırın. Eğer bir sözcüğü üç kez yineliyorsanız bunu bir kenara not edin. Bu sözcük artık sizin için bir kalıp niteliği kazanmıştır. Haftanın sonunda da oluşturduğunuz listeyi inceleyin, kullandığınız sözcüklerin sizin deneyimlerinizle nasıl uyuştuğunu görüp şaşıracaksınız.
Louis L. Hay / Düşünce Gücüyle Tedavi
Denen, parmağındaki yüzüğü diğer elinin parmaklarıyla döndürüyordu. Bu onun tikiydi. Yolda yürürken bile, ellerini vücudunun önüne getiriyor, sürekli yüzüğüyle oynuyordu.
Takıntılı adamdı. Hemen hemen her konuda bir takıntısı vardı.