Yazın bir arkadaşım telefonla aradı. "Neredesin?" diye sordu.
Akçay' dayım dedim. "Oooooo ne güzel. Oksijeni bol Kazdağlarındasın." dedi.
"Evet haklısın." deyip konuyu değiştirdim.
O' na oksijenin, dünyanın her yerinde aynı oranda oldğunu söylemek isterdim ama gereksiz bir konuşma olacaktı.
Bilinen en büyük yanlışlardan biri de, ne Kazdağları' nda ne de Karadeniz' de oksijenin daha fazla olduğudur. Sadece yükseklikle değişir bu oran.
Havada Nitrojen (yüzde 78), oksijen (yüzde 21) ve argon (yüzde 0.1) bulunur. Miktarları aynı yükseklikte olan bir yerden diğerine değişmediği için bunlar “sabit gazlar” olarak adlandırılır. Bir de değişken gazlar vardır. Yüzde 0.9' a denk gelir. Bunlar karbondioksit, metan, ozon, helyum, kritpon, neon, ksenon, partiküller vb' dir. Bunların oranı kendi arasında değişir.
Ayrıca hani yüksek yaylalara ya da dağ ormanlarına çıkınca daha çok oksijen olduğu söylenir ya bu da tam tersidir. Yükseklerde havadaki oksijen miktarı daha da azalır. Buralarda nefes alma güçleşir. Uzun süreli yaşayanlarda kanın eritorsit değeri de artar. Bu fizyolojik bir değişikliktir.Yüksekliğe uyum olarak bahsedilen fizyolojik mekanizmalar; hemoglobin artması, alyuvar çoğalması, hiperventilasyon, dokusal, hücresel vb. değişiklikler yükseklerde oksijen parsiyel basıncının düşüklüğünü kompanse etmeye ve dokunun oksijen ihtiyacını karşılamaya çalışır.
Ancak size bir sürprizim var. Etrafınızdaki oksijen miktarı değişmese bile, doğru nefes alıp vermeyle vücudunuzu daha fazla oksijenlendirebilrsiniz.
Önder Güngör / 14 Kasım 2023 / Ankara Türkiye
Yorumlar
Yorum Gönder