Atılgan'ı herkes çok iyi bilir. Kaptan Kirk' ün meşhur sözüdür "Işınla beni Scotty." Kaptan Kirk'ün en zor anlarında bir kurtuluş sözcüğüdür bu. Bütün gemi mürettebatı gemiye ışınlanıverir.
Çocukken biz de bileğimize basar, "Işınla beni Scotty" diye oyun oynardık. Daha büyüdüğümüzde keşke ışınlama diye bir şey olsa şimdi istediğimiz yere gitsek derdik.
Peki nedir bu ışınlanma...
Yüzyıllardır insanlık ışınlanmanın formülünü aramıştır. Bu konuda birçok deneyler yapılmış ve çok çeşitli iddialar ortaya atılmıştır. 2006 yılında Niels Bohr Enstitüsündeki bilim adamları ışık ve gaz atomları arasında ışınlanma olayını gerçekleştirdiklerini bildirmişlerdir. Birçok makalede atomların yüzlerce kilometre uzağa gönderildiğine dair yazılar mevcuttur. Hatta yıllar öncesinde Philedelphia Deneyinden bahsedilmektedir. Bu deneye göre bilim adamlarını bir destroyeri 600 km'lik bir mesafeye götürüp, geri getirdiği iddia edilmektedir. Ancak ABD askeri kayıtlarında buna yönelik bir bilgi olmadığını açıklamıştır.
Tüm bu bilimsel deneylerin ve iddiaların ötesinde sizlere başka bir şey anlatmak istiyorum.
Gerçekte hemen yarın ışınlanmanın icat edildiğini düşünün. Hatta bunu telefonlarımıza yükleyeceğimiz basit bir programla yapabileceğimizi hayal edin. Programı çalıştırıyoruz, google maps'i açıyoruz, koordinatları seçiyoruz ve tamama basıyoruz. Hoooooop "Işınla beni Scotty."
Peki hayatımızda neler değişirdi.
Bayanlar için söylüyorum; sabah kalktınız, işe gitmek için giyinmemiz gerek, ama en çok sevdiğiniz ayakkabınızı bulamıyorsunuz. Cep telefonunuzda programı çalıştırıyorsunuz, arkadaşınızın evine gidiyorsunuz, arkadaşınız uyuyor, uyusun boş verin, ayakkabısını ödünç alıp geri geliyorsunuz, hatta geri gelmiyorsunuz oradan hooop işe.. Aklınıza hırsızler geldi değil mi? :)
Erkekler için söylüyorum; iştesiniz, patron yok, bas düğmeye, hooopppp Puket Adası, fıstıklarla plajda, hemen biraz yüzün, telefon çalıyor, patron geldi, hooooop işe masaya...Eşiniz mutfakta yemek yapıyor, bas tuşa hatunların yanına, sonra hoooop geri eve.. Erkekler çapkınlığın dibine vurur valla.. Şaka şaka. Hooppp eşinin yanına. Eşin nerde sen orda....
Öğrencileri düşünsenize, istedikleri okula hooopp, dersten kafeyeee hooppp. Teneffüste bas tuşa hooopppp.
İşin şakası bu....
Gerçekte ne olur. Tüm insanlık son bulur. Evet iddiam bu. İnsanlık son bulur. Nasıl mı?
Önce fiziksel çevreden başlayayım. Yollara ihtiyaç yok. Yani şehirlere, şehirler arasına yol yapmaya gerek yok. Çünkü kimse kullanmaz. Arabalara, uçaklara, trenlere hiçbirine ihtiyaç yok. Petrole ihtiyaç yok. Yani seyahat için hiç kimse para harcamayacak. Sonuç olarak şehirlerde yolların sokakların olmadığını düşünün. Çünkü hiç kimse bunları kullanmayacak.
Petrole ihtiyaç yok dedim az önce. Petrole yakıt için ihtiyaç olmadığında dünyanın dengelerinin nasıl altüst olacağını hayal edin. Bütün uluslararası kurallar ve dengeler değişecek.
Otellere ihtiyaç yok. Çünkü kimse otelde kalmayacak İstediğiniz yere ışınlanma imkanı varken otele kim para harcar.
Okullara, ihtiyaç yok. Niye okuyalım ki..
Polise ihtiyaç yok. Bul da yakala adamı....Hırsız hoooppp polis hoooppp. Hırsızlık, kavga, şiddet daha aklınıza ne gelirse hepsi tavam yapar. Kaçmak kolay çünkü. Bas tuşa hoooppppp.
İstanbul' a 200.000 yataklı bir hastane yeter, bütün doktorlar ve hastalar oraya ışınlanır.
Sınırlar yok, pasaport yok. (You may say I am a dreamer. Beatles'ın İmagine şarkısını hayal edin.)
Mahremiyet yok.
Kısacası, hayatımızda şu an önemli olan birçok maddi şeye ihtiyaç kalmaz..
Her yere aitiz, hiç bir yere ait değiliz.
Duygusal yaşantımıza baktığımızda; aldatmalar, yalanlar, ikiyüzlülük, hırsızlık gibi aklınıza gelebilecek her şey alır başını yürür...
Eğer ışınlanma şu anda gerçekleşse sizin aklınıza gelen neler var onları merak ediyorum...
Işınlanma gerçekleşse benim aklıma konfor geliyor.Ne bileyim sadece belli bir yerde 8-20 milyonluk nüfus var biz bunlara şehir diyoruz.Sonra küçük şehirler , yerleşim birimleri,köyler geliyor.Ülkenin kalbi tek bir yerde atıyor.Hatta boş kalan,terk edilen, göçetmek zorunda kalanlar çok.Buraların tekrar canlanması için bana mantıklı geliyor.Ayrıca şöyle bir güvenlik sistemi gerçekleştirilebilir.Kodlama sistemine göre gideceğin yerlerde sınırlanma getirilebilir.örneğin ; bir ülkeyi veya bir oteli ayarlıyorsun o kodla sadece oraya gidebilirsin.ve çevresinde olan yerleri de araç kiralayıp gezersin.misafir mi evine gelmek istiyor evsahibinin onayı olmadan ışınlanamazsın.trafik karmaşasından, yoğun hava kirliliğinden,korna seslerinden,heryeri betonermeleşmesinden çok ağaçların , canlıların doğal ortamın ön planda olmasını dilerdim.belli yerlerde araçlar kullanılacak belli yerlerde de doğal ortamın yaşatılması adına ışınlanma olacak.insanlar çok sevdikleri yerleşim yerlerini terketmemiş olacak.Tabi ışınlanma çok ileri bir teknoloji ve güvenlik sistemi gerektirir.insanların kimliği sabıkası bu kodlama sisteminde kayıtlı olacak.örneğin yüz tarama sistemi,ses tonu,vücut dilin, yürüyüş tarzın vs...Işınla beni Scotty :)
YanıtlaSilPeki bu ışınlanma tüm insanlığın yararına mı ?yoksa tek bir güce mi hizmet eder? Bence insanlık adına hizmet etmeyeceğini sadece seçilmiş insanlara hizmet edeceğini düşünüyorum . Maalesef :(