Bir şairin elinde yeniden yaratıldı. Joan Baez Gracias a la Vida

Bu haftasonu da diğerlerinin aynısıydı. Her zaman yaptığım gibi Tinto Blanco'da çocuklara yemek yedirdim. Yemek sırasında duvara yansıyan barkovizyonda Joan Baez ile Mercedes Sosa, Gracias A La Vida 'yı birlikte söylüyorlardı. Harika bir videoydu. Hemen alta videoyu ekledim.







Tabi bu videoyu izlerken anılarım aktı gitti..1989 yılında Joan Baez' in Ankara Hipodrom'undaki konserini hatırladım. Ankara' nın ılık bir akşamüstüsünde yayılmıştık çimenlere. Başımızda kavak yelleri, elimizde biralar..Joan Baez..

Geçen Temmuz'da Zeynep Oral' ın bu konserle ilgili bir yazısı vardı Cumhuriyet' te.

"Ankara’da Murat Karayalçın belediye başkanı... (1989) Ankara Hipodromu’nda konseri var.(Joan Baez için söylüyor) Tam üniversite sınavlarının bittiği günün akşamı. 50 bin genç Hipodrom alanını doldurmuş. Finale doğru herkes ayakta! Gençler sarmaş dolaş dans ediyor. “Gracias a la Vida” şarkısını finalde beş kez tekrarlatıyorlar.. “Gençler birbirlerinden ayrılsın istemedim” diyor, bir daha söylüyor. Bir de polislere rica ediyor, “Kasklarınız çok parlıyor, acaba çıkarabilir misiniz” diye. Ve evet, evet çıkarıyorlar. Hepimiz polisleri alkışlıyoruz!"




Daha sonralarda Joan Baez' in Türkiye'ye ilk kez 1989 yılında geldiğini Refik Durbaş'ın Sabah Gazetesi'ndeki yazısından öğrendim. Ve ben o ilk gelişinde onu canlı dinlemiştim. 1989 yılında ilk olarak İstanbul'da konser vermiş. Bu konser öncesi Sultanahmet'i gezmiş. Ayasoyfa ve Sultanahmet Caminden etkilenmiş. İstanbul üzerine duygularını bir şiire dökmüş. Refik Durbaş'ın bu güzel yazısının geri kalanını olduğu gibi aktarıyorum. 

"Konseri vereceği gün Sultanahmet'i dolaşır. Ayasofya ile Sultanahmet camisinin kardeşliğine vurulur. Boğaz'ın güzelliği duygularını ayaklandırır ve bu heyecanına bir şiirle hayat vermek ister. İstanbul'un güzelliği karşısında duygularını söylediği şarkılarla birlikte şiiriyle de paylaşmak istemektedir. 
O yıllar "Milliyet Sanat Dergisi"ni yöneten Zeynep Oral, şiiri Türkçe'ye çevirmiştir, buna bir de "şair eli" değsin diye düşünür. 
Akşam, Lütfi Kırdar Spor ve Sergi Sarayı'nda konser başlamak üzeredir.
Sahnede Joan Baez ile Genco Erkal... Ve sürpriz: Genco Erkal şiirin Türkçe'sini, Baez de İngilizce'sini okuduktan sonra şöyle diyecektir: "Ben, İstanbul üzerine duygularımı kelimelere dökmeye çalıştım, ama duygularım Türkiye'nin iyi bir şairi elinde Türkçe'de yeniden yaratıldı. Bu şaire, Refik Durbaş'a teşekkür ederim."" 
(http://www.sabah.com.tr/yazarlar/durbas/2004/07/21/yuregin_sesi_joan_baez)


O günkü konser gününü üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen çok iyi hatırlıyorum. Daha yolun başındaydık...

Yorumlar

  1. Kültür ve sanat toplumu olmaktan çok uzaklaştık. ne kadar şanslınız o güne denk gelmek isterdim doğrusu.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder