Karım için;
Gülyüzlüm....Gülsün yüzün...
Ankara'ya 88 yılında geldim. O zamanlar liseyi yeni bitirmiş üniversiteyi kazanmıştım.
İlk kez İzmir dışında bir yere gelmiştim.
Benim için Türkiye sadece İzmir'den ibaretti.
Liseyi ilk bitiren erkekler ne yapar,
Ya bıyık ya sakal bırakırlar..
Herhalde benimde bıyıklarım vardı. Tam hatırlamıyorum. Sonra da hiç bırakmadım. Her sabah traş oldum. Şimdileri cumartesi pazarları da traş oluyorum.
Ben seni kaç kere sevdiğimi unuttum..
Lise yıllarımda -İzmirdeyken- troleybüslere binerdim. Ankarada yoktu. Her yokuştan sonra karşıda denizi görürdüm. O da yoktu. Ortaokul zamanımda Fahrettin Altay-Üçkuyular ve Üçkuyular-Montrö hattında çalışan uzun taksi dolmuşlar vardı. Öne üç kişi otururduk. Onlar Mithatpaşa Caddesinden giderdi. İnönü caddesinde büyük dolmuşlar vardı. Mithatpaşa caddesinde en çok Vali Konağı, Köşk, Güzelyalı, Göztepe ve Sinema durağını severdim. Ankara'da onlardan da yoktu. İzmirde dolmuşa şortla binerdik. Ankarada.....
Susuz Dede boş bir tepeydi. Uçurtma uçururduk. Ankara'da Susuz Dede yoktu.
Konaktan Üçkuyulara yürürdüm. Üşenmez bir de geri giderdim. Ankara'da Konak yoktu...
O zamanlar Fuar'ın 5 kapısı vardı. Şimdi kaç tane bilmiyorum. Ankara'da Fuar yoktu.
Kordon'da yürürdüm. 15 yaşındaydım. Rüzgar, dalgalardan küçük damlacıkları havaya kaldırır yüzüme vururdu. Ankara'da dalga yoktu.
Ben yağmuru gözlerinde, günahı bedeninde tanıyıpta sevmişim. Şarabı dudağından içip öyle sevmişim...Gülyüzlüm...
İzmir'de hep güneş vardı. Meltem vardı. Ankara güneşte yoktu meltemde..
Sen bu kalbin bir tanesisin.Gülyüzlüm.
Bazıları şarkı sözü bazıları içimin sözü...Ama Ankara'da sen vardın gülyüzlüm...
Gülyüzlün hayatta ki zorluklarına, bir melek gibi konmuş ruhuna işlemiş...
YanıtlaSil