Duygusal Özgürlük Teknikleri

 Duygusal Özgürlük Teknikleri



Bob Doyle’ un Power kitabından bir bölümü aktarmak istiyorum. Duygusal Özgürlük Teknikleri başlıklı bu bölümde yazar, yüz bölgesindeki belirli noktalara yapılan küçük dokunuşlarla ruhsal durumunuzu dengeleyebileceğinizi savunmaktadır. Aslında bu tekniğin sahibi değildir. Uygulayıcısıdır. Hemen alıntıya başlayayım.



“Kullandığım ve tavsiye ettiğim en etkili teknikler arasında Gary Craig tarafından yaratılmış olan Duygusal Özgürlük Teknikleri yer almaktadır.

Bu tekniğin meridyen vuruşu olarak sınıflandırılabilecek pek çok şekli olmasına rağmen, EFT (Duygusal Özgürlük Teknikleri) fiili olarak kendi üzerimde büyük bir başarıyla uyguladığım ilk yollardan biridir.

Bu teknik hakkında bilgi edindikçe, tıpkı benim gibi siz de kendinizi kuşkucu hissederken bulabilirsiniz. Sonuç olarak, bu süreç özü itibariyle kendi kendinize konuşurken, vücudunuzun çeşitli bölgelerine hafifçe vurmanızı içeriyor. Bu teknik hakkında bilgi edindikten sonra yaklaşık bir yıl boyunca bunu kendi üzerimde ben bile denemedim, çünkü bunun nasıl işleyeceğini aklım almamıştı.

En sonunda bir iş arkadaşım, kendimi bir daha mutsuz hissettiğimde bu tekniğe bir şans verme konusunda beni ikna etti. Bu süreci gerecekten uyguladığımda birdenbire, Çekim Yasası öğretimimi EFT ile entegre etmenin öğrencilerimin elde ettiği sonuçları çarpıcı bir biçimde nasıl etkileyebileceğini anladım.

O zamandan beri, hepsinin etkili olduğu, kendine has tekniklere sahip pek çok EFT uygulayıcısı ile temasa geçtim.

Kendimi bir uygulayıcı olmaktan çok bir EFT hayranı olarak gördüğümden, sürecin tam anlamıyla açıklanmasını ve uygulanmasını, dahası bu uygulamanın gerçek uzmanına bırakmanın en uygun olduğunu düşündüm. Bu inanılmaz derecede güçlü sürecin, tarihçesini ve uyglanmasını size anlatması için arkadaşım Carol Look’ u seçtim.”

LCSW, DCH, EFT Uzmanı Carol Look’ un katkılarıyla Duygusal Özgürlük Teknikleri

EFT, bedenimizde sahip olduğumuz enerji meridyenleri üzerindeki geleneksel Çin akapunktur noktalarını dürtmek için, iğne yerine nazik vuruş tekniği kullanılan, psikolojik parmakla akapunktur tedavi şeklidir. Bu kişisel gelişim tekniği, elektrik akımları içerisindeki enerjiyi bloke eden, duygusal ve fiziksel semptomlarla sonuçlanan akapunktur teorisinden “alıntı yapmaktadır.” Vuruş, akapunktur iğnelerinin vücuda sokulmasının vücuttaki dengesizlikleri temizlemesi gibi, bu enerji tıkanmalarını da ortadan kaldırabilir.”

Resim

EFT yönteminde genel olarak tedavi, yukarda belirtilen akapunktur noktalarına;

·         Odaklanma

·         Sözelleştirme

·         Meridyen noktalarına hafifçe vuruşu

kapsamaktadır.

Kitaptan alıntıya devam ediyorum:

“EFT’ nin bu bileşenlerini -odaklanma, sözelleştirme ve vuruş- kaynaştırmak, enerji sistemini dengeliyormuş, duygusal stres ve fiziksel acıyı dindiriyormuş gibi görünür. Enerji sistemi dengesini yeniden canlandırmak, bedenin ve zihnin doğal iyileştirme yeteneklerine devam etmesine olanak sağlar. EFT güvenlidir, uygulanması kolaydır ve invaziv değildir. EFT aşağıdaki problemlerde başarıyla kullanılmıştır:

·         Şiddetli stres tepkileri

·         Uykusuzluk

·         Performans korkusu

·         Alerjiler

·         Kısıtlayıcı inançlar/Başarı ve servet yolundaki engeller

·         PTSD(Travma sonrası stres bozukluğu)

·         Çocukluk travması

·         Acı dindirme

·         Hafif ve şiddetli korkular(Fobiler)

·         Yemek, şeker, sigara ve diğer kimyasallar

·         Ve daha pek çoku….”

…..

“Esas itibarıyle EFT’ nin etkili olabilmesi için yapmanız gerekenler:

1.       Açık bir hedef belirleyin.

2.       EFT vuruş tedavisini hedef yönlendirin.

3.       Problemin ek açılarına göre vuruşlara devam edin.”

EFT ile ilgili olarak Bob Doyle’ un kitabından yapacağım alıntılar bu kadar. Devamını kitaptan okuyabilirsiniz.

Aşağıdaki video da Gary Craig' in Duygusal Özgürleşme Tekniği (EFT) ile ilgili tanıtımını izleyebilirsiniz.

Şimdi size bir çocukluk anımdan bahsetmek istiyorum. Ama çocukluk anım ona göre 😊

Küçükken vücudumda bir düğme arardım. Alemin zorla yapmamı istediği ya da zorla gitmek istediğim bir yerde aşırı derecede canım sıkıldığında, o düğmeye basıp sıkıntımı geçirebileceğimi düşünürdüm. Ya da hastalandığımda o düğmeye basıp her şeyi geride bırakacağıma inanırdım.  Vücudumdaki ağrının kaybolacağına, çürüyen ve ağrıyan dişimin aniden iyileşeceğine inanırdım.

Hatta bazen elimi bacağımın üzerinde gezdirir, o düğmeye dokunduğumu hayal ederim.

Keşke öyle bir düğmemiz olsaydı.

Daha önceki yazılarımda Taisha Abelar’ ın Büyü Geçişleri kitabından bahsetmiştim. Kaç kez okudum bilmiyorum.



İşte bu kitap sayesinde vücudumdaki düğmeyi bulmuştum.

Düğme basılacak bir nokta değil yapılacak bir hareketti.

“Clara güldü ve bir yudum su içti. "Değişmek için üç şartı yerine getirmemiz gerekir," dedi. "Önce, kararımızı yüksek sesle söyleriz ki istenç bizi duysun, ikincisi, farkındalığımızı uzun bir süre kullanmalıyız: Bir şeye başlayıp sonra onu cesaretimiz kırılır kırılmaz bırakamayız. Üçüncüsü, edimlerimizin sonuçlarını ondan tam bir bağımsızlıkla izlemeliyiz. Bu başarmak ya da başarısız olma düşünceleriyle uğraşamayız demektir.

Clara beni "Bu üç adımı izleyerek içindeki herhangi bir istenmeyen hissi ya da isteği değiştirebilirsin," diye temin etti.

Kuşkuyla "Bilmiyorum, Clara," dedim. "Senin söylediğin biçimiyle öyle basit görünüyor ki."

Ona inanmayı istemiyor değildim, yalnızca her zaman pratik bir insan olmuştum; ve pratik bir bakış açısından, davranışlarımı değiştirme görevi onun üç aşamalı programına rağmen tereddüt vericiydi.

Yemeğimizi tam bir sessizlik içinde bitirdik. Mutfaktaki tek ses bir kireçtaşı filtreden geçen suyun sürekli olarak damlamasıydı.

Bu bana özetlemenin yol açtığı yavaş yavaş temizlenme işleminin somut bir görüntüsünü anımsatıyordu. Birdenbire içimden bir iyimserlik taştı. Belki de aynı filtreden geçen su gibi damla damla, düşünce düşünce, kendini değiştirmek, arınmak olasıydı.

Üstümüzde, parlak ışıklar beyaz masa örtüsünün üstüne korkutucu gölgeler düşürüyordu. Clara yemek yeme çubuklarını bıraktı ve parmaklarını sanki masa örtüsünün üstünde gölgeden resimler yapıyormuş gibi bükmeye başladı. Onun her an bir tavşan ya da kaplumbağa yapmasını bekliyordum.

Sessizliği bozarak, "Ne yapıyorsun?" diye sordum.

"Bu bir iletişim biçimidir," diye açıkladı, "ama insanlarla değil, istenç dediğimiz güçle."

Clara serçe parmaklarını ve işaret parmaklarını uzattı, sonra başparmağını kalan iki parmağının ucuna değdirerek bir çember yaptı. Bana bunun o gücün dikkatini çekmek ve onu parmak uçlarında biten ya da başlayan enerji hatları yoluyla bedene girmesini sağlamak için yapılan bir işaret olduğunu söyledi.

Bana hareketi yeniden göstererek "Eğer onları bir anten gibi uzatırsan enerji işaret parmağı ve serçe parmağı yoluyla gelir," diye açıkladı. "Sonra enerji diğer üç parmakla yapılan çember tarafından hapsedilir ve içeride tutulur."

Bunun özel bir el pozisyonu olduğunu, bununla bedenimize onu sağaltmak ya da güçlendirmek ya da hislerimizi ve alışkanlıklarımızı değiştirmek için yeteri kadar enerjiyi çekebileceğimizi söyledi.”

Kitabın yazarı Taisha Abelar, don Juan Matus’un yönlendirmeleriyle, Meksika’daki bazı büyücüler tarafından eğitilen üç kadından birisidir. Eğer Carlos Castaneda okuduysanız Don Juan hakkında bilginiz vardır diye düşünüyorum.

Kitaptan bir alıntı daha bırakıyorum aşağıya:

"Daha fazla bilgi almayı çok istiyordum, ama onunla konuşma başlatana kadar, o bir sonraki yokuşun yarısına varmıştı bile. Ayaklarımı sürüyerek onu sonunda bir akarsuyun kenarında oturana kadar beş yüz metre daha izledim. Orada, ağaçların yaprakları o kadar sıktı ki artık göğü göremiyordum. Botlarımı çıkardım. Topuğumda bir yer su toplamıştı.

Clara yerden sert uçlu bir sopa aldı ve onunla ayağıma, başparmağımla ikinci parmağımın arasına, vurdu. Hafif elektrik akımı gibi bir şey baldırlarımdan yukarı bacaklarımın iç tarafına doğru tırmandı. Sonra beni dört ayak üstünde durdurdu ve, her seferinde bir ayağımı alarak, ayak tabanlarımı yukarı doğru çevirdi ve ayak başparmağımın altındaki çıkıntının tam altındaki noktaya vurdu. Ben acıyla bağırdım.

Hasta kişileri tedavi etmeye alışmış birisinin ses tonuyla “Bu o kadar kötü değildi,” dedi. “Klasik Çin doktorları bu tekniği zayıf düşmüş olanları canlandırmak ya da eşsiz bir dikkat durumu yaratmak için uygularlardı. Ama günümüzde bu gibi klasik bilgiler ölüyor.”

“Bu neden böyle, Clara?”

“Çünkü materyalizme verilen önem insanları ezoterik arayışlardan uzaklaşmaya götürdü.”

 

İnsanoğlunun bedenini ve ruhunu iyileştirmek için muazzam bir yeteneği var. Bazıları keşfedildi, bazıları unutuldu, bazıları ise hala içimizde. Kullanılmayı bekliyor. Basın düğmeye.


Önder Güngör / Ankara / 11 Temmuz 2021

 

 

 

Yorumlar

  1. Gary Craig "duygusal özgürlük teknikleri" ilk defa okudum böyle bir tekniğin olduğunu.okuyunca mutlu oldum doğrusu.İnsanların aslında materyalizm den uzaklaştırmak kendini tanıyabilmek adına(önyargılar, negatif düşünceler,öfkeler vs..) yapılan güzel eylemler olarak düşündüm.
    Küçüklüğünüzde düğmeye basmak takdireşayan bir düşünce.Günümüzde de bu yöntemi herkes uygulamayı denese birçok şey dünyada değişiklik gösterebilirdi.bir hafta önce Stephen King'in Gwendy'nin Düğme Kutusu'nu okumuştum ve çok etkilenmiştim.bende bir düğme kutusu hayal edeyim bakalım nelerim değişecek diyordum.Bu yazınız tam da karşıma çıktı."kullanılmayı bekliyor,Basın düğmeye"

    YanıtlaSil

Yorum Gönder