Siz varsınız diye korkuyorum.

 NY Times' ta okuyorum. 100 kelimeyi geçmeyen okuyucu aşk hikayeleri diye bir bölüm var. Adı aşk hikayeleri ama her konuda yazı var.



Bazı katılımcı blog sitelerinde de bu küçük hikayelere denk gelmeye başladım. Küçük küçük hikayeler.

Uzun işlere gelemiyoruz. Biri uzun uzun bir şey anlattığında boşver onları sadete gel diyoruz.

Biliyorsunuz twitter niye çok tutuldu. 140 karakter sınırlaması var diye. Şimdilerde arttı galiba. Neyse sonuç olarak uzun yazıları okumayı sevmiyoruz. O yüzden de blogların yerini twitter, instagram ve youtube aldı. Hatta uzun videoları bile izlemeyi sevmediğimizden youtube' ın popülerliğini Tik Tok aldı. 

Şip şak.

Ben de bugün size 80' lerden kalan bir anımı anlatacağım. 100 kelimeyi geçmeden.

1980'ler.

1989 yılı.

Üniversitede hazırlık  okuyorum. Dört arkadaş akşam tiyatroya gitmeye karar verdik. İki erkek iki kız.

Biz sizi akşam evden alırız dedik. Alırız dediysek arabayla değil. Daha yemek yiyecek paramız yok.

Maltepe'de bir eve gittik. Kız arkadaşlarımızın kapısını çaldık. Kapıyı anneanne açtı. 

Yüzünde bir telaş. 

Kızlar süslenmiş püslenmiş.

Kızlar kapıdan çıkarken kadıncağız telaşlı.

Sakın geç kalmayın diyor.

Biz de "Korkma teyze yanlarında bir varız diyoruz."

Kadın sakin bir sesle:

"Zaten siz varsınız diye korkuyorum"


Önder Güngör / Kısa anılar /  80'lerden anılar./ Ankara / 24 Şubat 2021

Yorumlar