Bugün 13 Şubat 2021
Yarın Sevgililer Günü.
İstanbul’ a kar yağacak tahminleri tutmadı. Belki akşama
doğru yağar.
İki gün önce Alaçatı ve Ayvalık’ ı hortum vurdu.
Ankara’ da soğuk ama güneşli bir hava var.
Twitter’da bugünkü gündem konuları, futbolcular ve bugünün
maçları. Demet Akalın’ ın korona testi pozitif çıkmış, Hakan Ünder, Hamit
Altıntop, Ozan Kabak
İllustratorde yaptığım çalışmalar |
Esnek Çalışma
Neredeyse bir yıla yakın zamandır evlerde dönüşümlü
çalışmadayız.
Kamudaki adı “Dönüşümlü Çalışma” “Esnek Çalışma”
Yurt dışında “Hybrid Workplace” diyenler var. Hibrit
İşyerleri
Aslında insanların uzun zamandır daha esnek çalışma
istekleri vardı. Pandemi bu süreci hızlandırdı. Özel şirketlerde çalışan bazı
arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla, ofisteki odalarını boşaltmaları istenmiş.
Artık onlar için pandemi şartlarındaki bu esnek çalışma, kalıcı hale
gelecekmiş. Bu zorunlu durum bazı şirketlerin böyle bir senaryoyu test
etmelerine yaradı. Kamuda durum farklı. Kalıcı bir esnek çalışma şimdilik
tartışılır durumda bile değil. PwC'ye göre, ABD çalışanlarının neredeyse dörtte
üçü (% 72) şu anda haftada en az iki gün uzaktan çalışmak istiyor ve üçte biri
(% 32) hiç ofise gitmemeyi tercih ediyor. Benzer şekilde, Gallup Nisan 2020'de
Amerikalıların% 60'ının halk sağlığı kısıtlamaları kaldırıldıktan sonra uzaktan
çalışmaya devam etmeyi tercih ettiklerini söylüyor.
Biliyorsunuz Amerika’da NASA, Google ve Apple çalışanları bir
yıldır işlerini evden yürütüyorlar. Bu kurumlar kapılarına kilit vurmuş
durumdalar. Bir yıl, bu tür şirketler için bazen çok uzun, bazen ise çok kısa
bir süre. Ancak bu uzun sürede verimlilik kaybı yaşamayan bu şirketlerde “Acaba
tamamen uzaktan mı çalışsak?” sorusu gündemde. Spotify’ da bu kervana
katılanlar listesinde. Ancak onların sloganını daha çok beğendim. Work from annywhere.
“İstediğin yerde çalış.” Ofis. Ev. Ya da her ikisi. Ya da başka bir ortak
çalışma alanı.
Benim bu olaylara yaklaşımım şu şekilde. Yeter ki çalış
nerede çalışırsan çalış. Yani Bodrum’da bir ev kirala, işlerini oradan yap. Ya
da tatile çık ama işlerini aksatma. Öğlen havuzuna gir, öğleden sonra otel
odanda işlerini bitir. Nasıl fikir ama? Bazılarınızın karavan dediğini duydum.
O da olur. 😊
Pandemi gündemlerine bakalım biraz.
Pandemi sonrası evlere kapanan insanlarda, teknolojiye
bağımlılık artmış. https://www.technologyreview.com/
da okuduğum bir haberde, “Uygulama analizi şirketi App Annie, Nisan 2020'de
insanların mobil cihazlarda günde yaklaşık 4 saat 18 dakika harcadıklarını
keşfetti. Bu, bir önceki yıla göre% 20'lik bir artışla günlük 45 dakika
fazladan ekrana denk geliyor.
Araştırmalar, ekranlarda daha fazla zaman geçirmenin
doğasında yanlış bir şey olmadığını gösteriyor - özellikle şu anda. Arkadaşlar,
aile ve iş arkadaşlarıyla bağlantı kurmanın faydalarının yanı sıra, teknolojiye
yönelmek zor duyguları yönetmemize ve hatta stresi azaltmamıza yardımcı olabilir
.” yazıyordu.
Bugün aynı sitede bir haber daha okudum. Bunu da sizlerle
paylaşmak istiyorum. Aşağıda linki var. Haberin başlığı:
Hızlı yayılan koronavirüs varyantı ABD kanalizasyonlarında ortaya çıkıyor
Milyonlarca insanın tuvalet sifonu, covid-19 virüsünün
tehlikeli yeni türlerinin yükselişini izleyebilir.
Antonio Regalado
Yazıdan ilgimi çeken bazı notları aşağıya alıntıladım.
“Kanalizasyon testleri artık bazı şehirlerde bu varyantın
kaç kişiye bulaştığına dair doğrudan bir fikir veriyor.”
“Atık su, varyantı daha geniş çapta ve daha düşük
maliyetle izleme şansı sunar. Bir litre kirli su, bir kanalizasyon sistemini
paylaşan herkesin tuvalete attığı virüs kalıntılarını taşır ve binlerce, hatta
milyonlarca insanın sağlığı hakkında bir bilgi sunar.”
“Geçen bahardan bu yana, kanalizasyondaki koronavirüs
miktarı bir hafta ila 10 gün sonra hastanelerde kaç kişinin ortaya çıkacağını
tahmin edebildiğinden, bazı şehirler kanalizasyon üzerinde moleküler testleri
erken uyarı sistemi olarak kullandı. Kanalizasyon sonuçlarının resmi vaka
sayılarından önce yukarı veya aşağı gitmesinin nedeni, insanların virüsü
kendilerini hasta hissetmeden bir veya iki gün önce tuvalete atmaya başlamaları
ve genellikle bir test sonucunu almanın daha fazla zaman almasıdır.”
Düşünsenize adamlar hastanelerden önce vaka sayısının
artacağını ya da hangi tip virüsle enfekte olduklarını daha erken bir şekilde
öğreniyorlar. Bizimkilerin bunlardan haberi var mıdır acaba?
Yine bugün okuduğum başka bir haberi aktarmak istiyorum
size.
Haber başlığı: InSight Tozlu Mars'ta Kışın Zorluğuyla Karşılaşıyor.
Bizde havalar kötü olduğunda en fazla üşürüz. Daha kalın
giyiniriz. Kar yağarsa dışarı çıkmayız. Mars’ ta öyle mi? Bu yıl Mars’ ın en
kötü kışlarından biri olmuş. Oluşan tozlar Insight’ ın enerji panellerini
iyiden kaplamış. Tozsuz haline göre %27 civarında enerji üretebiliyormuş Insight.
Üstelik Mars’ ın şu anda bulunduğu yörüngesinden dolayı da daha az güneş ışığı
alabiliyormuş. Peki Insight’ ın niye enerjiye ihtiyacı var. O da bizim gibi,
kendisini ısıtmak istiyor. 😊 Şaka değil. Mars yüzeyinde kalabilmesi ve
faaliyetlerini sürdürebilmesi için ısıya ihtiyacı var. Bu yüzden Isı ve Radyo
haberleşmesi dışında, ileriki haftalarda bazı sensörleri kapatılacak. Bilim
adamları bunlardaki önceliği belirlemeye çalışıyor.
Bir haber daha;
Bu seferki ARK’ tan;
Link: https://ark-invest.com/newsletters/issue-252/
Haber başlığı: Elektrikli Araç (EV) Başarısını Değerlendirmenin ve Geleceğini Tahmin Etmenin En İyi Yolu Nedir?
Bu haberde elektrikli araç maliyetlerini belirleyen en
önemli etkenlerden birinin arabada kullanılan pil olduğu belirtiliyor. Elektrikli
araç pazarında pil başarısını değerlendirmek için en iyi ölçümün $ /
kilowatt-saat (kWh) değil, $ / şarj oranı veya şarj dakikası başına eklenen mil
menzil olduğunu gösteriyor. Yani şarj dakikasına kaç km yol gideceksiniz. Ya da
pili kaç kere şarj edeceksiniz. Pilinizin ömrü ne kadar olacak.
Daha fazla haberlerde okudum ama şimdilik bu kadar.
Peki niye bu haberleri burada paylaştım.
Yazımın başındaki bizdeki twitter günlüğüne bakın. Bir de
adamların yaptıkları haberlere bakın. Diyeceksiniz ki! Yurt dışında da twitter
gündemleri aynı. Evet haklısınız. Benzer gündemler var. Ancak sorun şu ki biz
onların ulaştığına ulaşmaya çalışıyoruz.
Yani bir hikayeyle anlatayım.
Çok çalışmış, çok zengin olmuş bir adam beş yıldızlı bir
tatil köyünde havuzun kenarında şezlongunda uzanmış yatıyor.
Yanında da dükkanını yeni açmış aynı yaşlarda bir adam, borç
alıp tatile gelmiş.
İkisi de aynı oteldeler ve aynı havuzun kenarındalar.
Birinin daha çok çalışması gerekiyor, diğerinin çalışmaya
ihtiyacı yok.
Kendinize iyi bakın.
Ankara / Önder Güngör / 13 Şubat 2021
Yorumlar
Yorum Gönder